Tını

Bulantım,

Etrafı büzüştürenim,

Duyuşlar sarkıtan öcü.

Ayıltıcı sancım benim,

Susacak kadar değilim,

Gizle çoğalan sokaksın,

Saat gecenin üçü.


Gözlerini kapat da çıksın adı,

Sen diye içinde kim kıpırdadı,

Ne uyumlu uyuşur baksana hissi,

Beyni bıngıl bıngıl,

Aynı çamurdan sızmış akıntı,

Yapacak bir şey olmalı zaten,

Mühendisimle de görüştüm bunları.


Denizin üstünde kırılan beyaz,

Değdi mi tabîleşir gençliğim,

Uzak ve gökyüzü girer aklıma,

Geçmiş günler ve seçtiğim.


Karanlıkta gezinen salıncak sesleri,

Son günler artık ve yorgun gözleri,

Gizli ama sinsi değil,

Çığ gibi her iki yanım,

Söylemem gerek,

Zaman buna hazır değil.


Daha mı güzeldir karşı kaldırım,

Aynam sakin, şehir durulanmış,

Ölümden yakın mıyım kendime,

Kaybolacak yer mi yok,

İstemezsin bazen şişe olmayı,

Düşününce hakikaten sonrayı,

Parlıyor bak karşı dağda yıldırım.


Bulantım,

Saydam anlaşılmazlarım,

Hepsinden büyük değil misin onların,

Bir ip olmuş sarkarım çeksen diye,

Örgünün bir ilmeğinden yer diye,


Birikiyorum...


Hâfî

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mücadelenin Dönüşen Hikayesi : "Şahit ama Gaip"

Dünün Güncesi

Sarkaç